Türkiye Komünist Partisi (TKP) tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına ilişkin kanunun Meclis’ten geçmesinin 98. yıldönümünde “30 Kasım’ın yıl dönümünde sözümüzdür: Tarikat ve cemaatler dağıtılacak” başlıklı bir açıklama yaptı.
Saltanatı ortadan kaldıran, halkı teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlık için önemli adımlar atan Cumhuriyet’in büyük bir tarihsel ilerleme olduğu belirtilen açıklamada “29 Ekim 1923 bir devrimin en önemli uğrağıydı. Varlığını köhnemiş düzene borçlu olanlarsa dün de vardı bugün de var” denildi.
Açıklamada “Devrimden yüz yıl sonra, saltanata son verilmesini, hilafet makamının ilgasını, çürüyen bir imparatorluğun yerini halk egemenliğinin almasını önemsizleştirmek istiyorlar. Devletin tüm olanaklarından faydalanan din istismarcılarını, memleketin her köşesine çöreklenmiş olan tarikat ve cemaatleri karşı konulamaz bir gerçeklikmiş gibi kabul etmemizi bekliyorlar. Oysa Cumhuriyet bu topraklarda yeni bir sayfa açılmasında, ilerlemeye karşı ve kökü dışarıda olan tüm kalkışmaların bastırılmasında kararlıydı. Ülke yeniden kurulmayı bekliyordu” ifadelerine yer verildi.
30 Kasım 1925 tarihinde, bundan 98 yıl önce 677 sayılı “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Bir Takım Unvanların Yasaklanmasına İlişkin Kanun” yeniden kuruluşun bir adımı olarak meclisten geçtiği belirtilen açıklamada “Cami ve mescit dışındaki”, tekke, zaviye ve türbeler kapatıldığı hatırlatıldı.
Bu kanunun imparatorluğun varlığını borçlu olduğu ve onun artığı olan, kurtuluş savaşına karşı ayaklanan, devlet içindeki imtiyazlarından vazgeçmek istemeyen, açıkça “şeriat isteriz” diyen tarikatların tüm faaliyetlerinin yasaklanması anlamına geldiğini belirtilen açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamazdı” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Bugün emekçi halkı sömürenlerin reklam filmlerinde, Cumhuriyet’in kuruluş değerleriyle kavgalı olanların resepsiyonlarında, laikliği bir yük olarak görenlerin balolarında yer bulamayacak olan işte bu iradedir.
Sermaye sınıfı bu iradeyi taşıyamazdı, taşımadı. Çünkü bunca yoksulluğu, hırsızlığı, talanı yönetmenin çaresini din istismarcılığında buldular. İktidarından muhalefetine, patronların temsilcisi partilerin devrim kanunlarını ‘kadük’ görmesi bu yüzden. Bugün vekil koltuklarına onlarca Cumhuriyet düşmanının oturtulması bu yüzden…
Kanuna göre yasal olmayan, açıkça suç işleyen tarikat ve cemaatleri baştacı edenlerden de laikliğin ayaklar altına alınmasına göz yumanlardan da hesap soracak olanlar, yeni bir Cumhuriyet kurma iradesini ortaya koyanlardır.
İnsanın insanı sömürdüğü, eşitliğin olmadığı bir düzende yurttaşlıktan söz edilemez.
Laiklik, emekçi halkın eşitlik mücadelesiyle yeniden ayağa kaldırılacak.
Sözümüzdür: Tarikat ve cemaatler dağıtılacak.
Yaptık, yine yaparız!”