Sağ-Sol liberaller Belge, Akyol, Beki ‘Kılıçdaroğlu gitmesin’ diyor: CHP’yi dönüştürme projesini tamamla

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasının ardından muhalif kesimlerde tartışmalar başladı. Bir kesim CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim yenilgisinin ardından istifa etmesi gerektiğini savunurken bir diğer kesim buna karşı çıkıyor. İstifa karşıtı isimlerin genel olarak liberaller olması dikkat çekiyor.

Murat Belge bugünkü yazısında Kılıçdaroğlu’nu savunarak, CHP’nin girdiği yeni siyasi rotada Kılıçdaroğlu önderliğinde yaşadığı dönüşümün tamamlanması gerektiğini belirtti.

Belge’nin yazısının ilgili kısmı şöyle:

Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanılacak bir seçimi kaybettiği kanısında değilim. Yani “Kemal Kılıçdaroğlu olduğu için” seçimi kaybettiğini düşünmüyorum. “Kazanacak aday” tartışması var ya… Bu sonuç, Kılıçdaroğlu’nun “kazanamayacak aday” olduğu iddiasını pekiştiriyor. Ama ben durumun böyle olduğunu savunanlardan değilim. Olay bu kadar basit değil. Tarihi nedenlerle, uzun bir zamandan beri “kaybeden taraf”tandı Kılıçdaroğlu. Partisinin bu kaderini değiştirmeye çalışıyordu; belirli ölçüde başarılı oldu. Ama “belirli ölçüde”… Çıtayı aşacak kadar değil.

Böyle düşünmemin sonucu olarak “O halde istifa etmemeli” demiyorum. İstifa edebilir, bu kendisi için de olumlu davranış olabilir. Ama “kader değiştirmek” dedim, bu amaçla yaptığı işleri olumlu buluyorum. Birinci turda beliren sonucun ikincinin de pek hayırlı olmayacağını haber verişini izledik. Bunun yarattığı olumsuz havada Kılıçdaroğlu da “milliyetçi kamp”a doğru savrulur gibi oldu ve bu elbette onaylanır bir tavır değildi. Kürt sorunu çevresinde gerek CHP, gerekse “Milli İttifakı”nın aldığı tavırlar, bilinen nedenlerle (ağırlıkla İyi Parti kaynaklı) gene iyi değildi. Bunun gibi bazı eleştiri davet eder yöneliş dışında Kılıçdaroğlu önderliği bence başarılıydı. CHP açısından çok önemli olan “helalleşme” gibi girişimleri son derece önemliydi. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu kendisi bu koşullarda istifa eder veya etmez, ama başlattığı bu siyaset üslubunun devamlı olması gerektiğini düşünüyorum. AKP diktasından kurtuluşun tek-parti ideolojisinden geçtiği kanısında değilim. Türkiye için hayati konu bu iki geleneksel tavrına meşrulaştırdığı “kırk satır/kırk katır” ikileminden çıkmasıdır. Bunu yapmanın yolu da evrensel, uluslararası demokrasinin gösterdiği yoldan ilerlemektir. Kemal Kılıçdaroğlu bunu yapmaya çalışıyordu.

Bu yönü kaybetmemek gerek.

AKP’yi kendisi için de en elverişsiz koşullarda yaşadığımız bu dönemde bile yenememenin “tarihi” nedenlerine değindim yukarıda. Bu sonuç, söz konusu “tek-parti” dönemi ve siyasetinin eseridir. Bu rejimin ceberrutluğunun etkileri bugünlere kadar geliyor ve toplumun en fazla ezilen ve horlanan kesiminin ideolojisi olarak karşımıza çıkıyor. Solun doğal olarak tabanını oluşturması gereken bu kesim halen de solu kendine düşman olarak görüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin paradokslarından biri ve muhtemelen en önemlisi bu. En önemli, belirleyici rol oynayan ideolojik ve dolayısıyla siyasi biçimlenme de bu. Bir yığın belirsizlik içindeyiz ve kısa ve orta vadelerde bayağı zor dönemeçlerden geçeceğimizi tahmin etmek güç değil, ama sonunda geçeceksek, bu “yerli ve milli” curcunanın içinden, evrensel demokrasinin ilkelerini izleyerek çıkacağız.

Sağ liberal olarak bilinen Taha Akyol da benzer görüşler öne sürdü. Akyol, CHP’nin kuruluş ilkelerinden uzaklaşması gerektiğini 30’ların CHP anlayışını şu an Cumhur İttifakı bileşenlerinin sürdürdüğünü vurguladı. Akyol, şu yazıyı kaleme aldı:

Seçim sonuçlarının mağlup tarafta tartışmalar yaratması tabiidir. Belki siyasi depremler bile olabilir. CHP’de tartışma, bermutat, daha yüksek seslerle başladı bile. Nereye varır, tahminde bulunmak için erken.

Ancak bir kesim var ki, Kılıçdaroğlu’nun hemen çekilmesini istiyorlar, CHP’nin “kuruluş ilkelerine” dönmesini savunuyorlar. Laiklik ilkesini ihmal ettiğini, CHP’yi sağcılaştırdığını yazanlar da var.

Tabii ortada bir başarısızlık mevcut. Hele de CHP gibi bir partide… Bundan kastım, 1946’dan itibaren yaşadığı sancılı değişimlerde parti içinde birçok sert tartışmalara sahne olmuş, buna alışmış bir parti olmasıdır.

1930’ların sıkı disiplini ve lider kültü bugün Cumhur İttifakı partilerinde.

KİTLELERE AÇILMAK

Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduğu günden itibaren CHP’yi eski Tek Parti rejiminden kalmış katı ve dar ideolojik kalıpların dışına çıkararak geniş kitlelere açmak istedi. Bu yönde, “bizim de hatalarımız” oldu şeklindeki açıklamaları oldu.

İYİ Parti’yle ittifak yaparak iktidarın elinden büyükşehir belediyelerinin alınması bunun ilk olumlu sonucuydu. Kimse Kılıçdaroğlu’nu “kuruluş ilkeleri”ne dönmeye çağırmıyordu o zaman.

Belediye seçimlerindeki başarı, ister istemez, genel seçimlere de daha geniş bir ittifakla gitme fikrine yol açtı. “Altılı Masa” ve diğer adıyla “Millet İttifakı”ndaki temel fikir budur.

Bu politika, “Helalleşme” söylemiyle daha da gelişti. Saadet, Gelecek, DEVA ve DP’ye milletvekili kontenjanları verildi. Başarılı olacağı, Millet İttifakı’nın seçim kazanacağı yolundaki büyük beklenti, anketlere de yansıdı ama olmadı.

Öyleyse bu politikalar yanlış mıydı?

ERDOĞAN VE CHP

Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı iki konuşma, toplumdaki fay hatlarını çok iyi tanıdığını gösterir. Kısıklı konuşmasındaki şu sözlere bakın:

“Bu CHP, LGBT’ci midir? Bu HDP LGBT’ci midir? Bu İYİ Parti LGBT’ci midir? O yanındaki bazı ufaklıklar var onlar da LGBT’ci midir?”

Kalabalıktan evet haykırışları ve yuh sesleri geliyordu.

Balkon konuşmasında bunları söylemedi. Bildik suçlamalarını sürdürdü ise de yumuşaktı. Fakat her iki konuşmasında da vurguladığı bir konu var:

“Hesap uzmanının hesabında galiba bir yanlışlık var. 2018’de CHP’nin vekil sayısı 146 idi. Hesap yapıyoruz ya. 2023’te vekil sayısı 169. Gördüğünüz gibi bir artış var. Fakat burada kiralık vekiller var. 40 tane kiralık vekil. Yüzde 1 oy alan partilere, ne yaptı, 40 tane kiralık vekil verdi…”

Belli ki Erdoğan, seçimi kaybetme şokunu yaşayan CHP’de, şu kadar sandalyeyi öbür partilere verdi diye Kılıçdaroğlu’na karşı bir tepki gelişmesini arzu ediyor.

CHP’NİN DEĞİŞİM SERÜVENİ

CHP, Mustafa Kemal Paşa tarafından 1920’lerin şartlarında ve anlayışıyla kuruldu. 1930’larda Serbest Fırka denemesi üzerine devrimlerin tehlikeye gireceği kaygısıyla parti ile devleti birleştirdi. İnönü cumhurbaşkanı olunca bunu kaldırdı.

1953 kurultayında, Kemalizm kavramı programdan çıkarıldı, ‘Atatürk Yolu’ denildi. Cumhuriyet’in ‘kuruluş ilkeleri’ arasında yer alan kuvvetler birliği de bu kurultayda kaldırıldı, kuvvetler ayrılığı kabul edildi.

İnönü daha 1965’de “devletçilik bitti” diye yazmıştı.

Nihayet 30 Haziran 1972’deki 21. Kurultay’da Ecevit’in genel başkan olmasıyla, parti Avrupa tipi sosyal demokrasiyi gündemine aldı.

Bütün bu değişimler, yoğun tartışmalarla oldu.

Kılıçdaroğlu’nun çizgisi, şüphesiz, 1946 sonrasında İnönü ve 1970’lerde Ecevit’ten sonra önemli değişimi, kitlelere açılımı yansıtıyor. Erdoğan ise sürekli Tek Parti devri CHP’sini göstererek, bu açılımın görülmesini engellemek istiyor.

Kılıçdaoğlu’nun politikası doğrudur. Buna rağmen seçimlerin kaybedilmesinin sebepleri farklıdır. İktidarın, kendi tabanını hem iktisadi bağlarla hem itikadi algılarla pekiştirmiş olması önemli bir sebeptir. Diğer önemli sebep toplumlarda, yerleşik kanaatler çabuk değişmiyor.

CHP’nin ve Millet İttifakı’nın şehirlerde daha başarılı olması, şehirlerin değişime daha açık olmasındandır. Son seçimde kentlerde Kılıçdaroğlu’nun oyu yüzde 51, Erdoğan yüzde 49’du. Kırsal kesim de ise Kılıçdaroğlu yüzde 35’e düşerken, Erdoğan yüzde 65’e çıkmıştı. Ortalama malum, yüzde 48 ve 52.

CHP’deki tartışmalar nereye varır bilemem ama biliyorum ki, Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi özgürlükçü bir çizgiye, sosyal demokrat parti haline getirme çabasını tarih takdirle kaydedecektir.

Karar yazarı Akif Beki de Kılıçdaroğlu’nu savunan bir yazı kaleme aldı. Akyol ve Belge’ye benzer minvalde görüşler ileri süren Beki’nin yazısının ilgili kısmı şöyle:

Çoğunluk, Kılıçdaroğlu’na devredilirse bu enkazı kaldıramayacağına hükmetti.

Kılıçdaroğlu doğru adaydı da çoğunluk mu bunu göremedi? Çoğunluk doğrusunu gördü de Kılıçdaroğlu mu yanlış adaydı?

Tartışılıyor…

Kimin haklı olduğunu zaman gösterecek, en isabetli hükmü tarih verecek.

Kesin olan şu; bu seçimde Müslümanlarla gâvurlar çekişmedi. İki taraf da milletin öz evladıydı, gerisi yalan.

Kılıçdaroğlu; yalan manşetlerle, sahte afişlerle vuruştu. Düzmece videolarla, çelme takan tüzüklerle çarpıştı.

Vuranlar, var gücüyla vurdu ama Kılıçdaroğlu’nun oyu ancak bu kadar büyüdü.

Karşısında, bütün imkan ve kabiliyetleriyle devlet adayı vardı.

Erdoğan yalnız da değildi. Zafer selamlamasına birlikte çıktıkları, yanındaydı. HÜDAPAR, BBP, MHP, Yeniden Refah ve DSP liderleri ile Sinan Oğan…

Bitmedi; dışarıdan da İnce’yle Perinçek, Erdoğan’a destek attı.

Yetmedi; Rusya’dan Azerbaycan ve Körfez’e uzanan devletler, ekonomiyi idare etsin diye arka çıktı.

Erdoğan’ın kazanmasına, Batı da çok sevindi. Ben demiyorum, Kısıklı’daki zafer konuşmasında Erdoğan söyledi; şöyle:

“Çünkü bu zaferi bizimle gerek Batı’da gerek Körfez’de… Katar arıyor, aynı şekilde o da bu mutluluğu paylaşıyor.”

Terörist ve düşman gâvurlara sandıkta ülkeyi teslim etmeme seferberliğine katılan cübbeli, cübbesiz hocalarla cemaat ve tarikatları da koyun üstüne.

Sonuçta kazanamadı, başaramadı ama Kılıçdaroğlu, kurduğu ittifak stratejisiyle bu şartlarda hiç de fena mücadele etmedi.

İstanbul ve Ankara başta, Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinde Kılıçdaroğlu, yüzde 50’yi aşarak Erdoğan’ın önüne geçti.

Öyle olmasa Erdoğan, zaferin tadını çıkarmak için biraz mola alırdı. Oysa zafer konuşmasında bile seçim bitmiş gibi konuşmadı. Aksine…

Kılıçdaroğlu’nun Kandil’dekilerle video çektiği kara propagandasından Altılı Masa partilerinin LGBT’ci oldukları karalamasına kadar… Hız kesmiyor, Erdoğan’ın soluklanmaya da nefes aldırmaya da niyeti yok.

Hedefiyse 10 ay sonraki yerel seçimlerde İstanbul’u geri almak, iki gün beklemeden o gece ilan etti.

İstanbul ve Ankara’yı, Kılıçdaroğlu’nun ittifak stratejisine kaybetmişti. Geri almanın yolu da hâlâ Millet İttifakını dağıtmaktan geçiyor.

Altılı Masa’yı, yenilgiyi paylaşmamak için birbirlerini suçlamaya kışkırtıyor Erdoğan.

Sıkışık hissetmese aralarını açmaya çalışmaya, muhalefeti birbirine düşürmeye üç gün sonra da başlayabilirdi.

Kılıçdaroğlu’nun nesi yanlış, nesi doğruydu; oradan hesap edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dinamobet
1xbet
nakitbahis
ngsbahis
bahigo
onwin
paribahis
perabet
piabet
pinup
pulibet
redwin
sahabet
bahigo
perabet
ngsbahis
onwin
bahiscom
paribahis
belugabahis
tipobet
piabet
pulibet
sahabet
setrabet
slotbar
superbahis
timebet
tipobet
tumbet
vdcasino
vevobahis
bahiscom
casibom giriş
lidyabet giriş
lidyabet
jojobet
betmarlo giriş
marsbahis giriş
betcup giriş
bets10
Asyabahis
betmoon
betnano
bahigo
limanbet
makrobet
mariobet
meritking
mobilbahis
mostbet
cratosslot
sekabet
dinamobet
bahigo
perabet
ngsbahis
onwin
bahiscom
paribahis
belugabahis
tipobet
bahigo
onwin
bahigo
betcup
matbet
mariobet
mariobet
setrabet giriş
supertotobet giriş
tarafbet giriş
tipobet giriş
tulipbet giriş
tümbet giriş
vdcasino giriş
winxbet giriş
betpark
betroad
bets10
bettilt
betvole
casibom
casinomaxi
casinoper
dinamobet
grandpashabet
goldenbahis
holiganbet
hovardabet
imajbet
interbahis
jojobet
asyabahis
bahsegel giriş
bahsegel giriş
casibom giriş
betvole
casibom
bets10
casinomaxi
casinomaxi
casinoper
cratosslot
dinamobet
dumanbet
grandpashabet
betvole
casibom
bets10
casinomaxi
casinomaxi
casinoper
cratosslot
dinamobet
dumanbet
grandpashabet
superbetin
sekabet giriş
rexbet
rokubet
romabet
sahabet
savoybet
sekabet
setrabet
superbet
tarafbet
tipobet
tulipbet
tumbet
winxbet
neyine
noktabet
norabahis
oleybet
onbahis
onwin
orisbet
padisahbet
palacebet
paribahis
parmabet
perabet
piabet
pinup
pokerbeta
polobet
pusulabet
redwin
kralbet
ligobet
mariobet
limanbet
limanbet
matadorbet
matbet
meritking
milanobet
milosbet
mostbet
mrbahis
nakitbahis
extrabet
gobahis
gorabet
hilbet
ikimisli
Abdulla62630105
jetbahis
jojobet
klasbahis
betpark
betpas
betper
interbahis
goldenbahis
betcup
slotbar
asyabahis
xslot
restbet
rexbet
rokubet
romabet
sahabet
savoybet
sekabet
setrabet
supertotobet
superbet
tipobet
tarafbet
tulipbet
tumbet
winxbet
vdcasino
venüsbet
winxbet
orisbet
padişahbet
palacebet
paribahis
parmabet
perabet
piabet
pinup
polobet
pusulabet
redwin giriş
ligobet
asyabahis
slotbar
xslot
rexbet
romabet
sahabet
savoybetting
savoybetting
sekabet
setrabet
kralbet
matadorbet
markajbet
matbet
milanobet
milosbet
mobilbahis
mostbet
mrbahis
nakitbahis
extrabet
favoribahis
favorisen
gobahis
gorabet
grandpashabet
hilbet
ikimisli
imajbet
intobet
jasminbet
jetbahis
jojobet
klasbahis
betorspin
betpark
betpas
betper
betroad
betsat
bettilt
betturkey
betvole
casibom
casinovale
celtabet
dinamobet
discountcasino
dumanbet
elexbet
elitbahis
Kadıköy Escort
betturkey
avcılar escort
esenyurt escort
bahçeşehir escort
beylikdüzü escort
bakırköy escort
halkalı escort
şirinevler escort
şişli escort
istanbul escort
esenyurt escort
avcılar escort
tarafbet
betist giriş
showbet
xslot giriş
favorislot
barn festival
pragmatic slot oyunları
radissonbet
egt oyna
betmarlo
floating dragon oyna
bonus hunt" rel="dofollow">bonus hunt">bonus hunt
aresbet
tombala oyna
wild wild riches oyna
betibom
dog house megaways
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
wild west gold oyna
markaj giriş
trwin giriş
altıncasino
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
sugar rush oyna
hiperwin
sweet bonanza oyna
diyarbet
diyarbet
mrbahis
favorislot
markaj giriş
trwin
big bass bonanza oyna
gates of olympus oyna
egt oyna
favorislot
markaj giriş
trwin
betingo
bahisbudur
casi pol
casipol giriş
casipol giriş
casipol
casipol
romabet
mrbahis
casipol şikayetvar
casipol giriş
casipol twitter
casipol şikayet
casipol
casipol güncel giriş
casipol güncel
casipol giriş
casipol girişi
pendik escort